Daha hızlı iyileşme, daha az ağrı, daha az kan transfüzyonu ve daha estetik bir cerrahi yöntem. Hastanın erkenden iyileşerek hayata dönmesi açısından minimal invaziv prosedürünün ciddi avantajları vardır.Türkiye genelinde çok az merkezde bu yöntem uygulanabilmektedir.Ücretsiz bir şekilde Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bu işlemler yapılabilmektedir.
Mitral kapak kalbin son karıncığıyla sol kulakçığı arasında yer alan kapak olup, darlık veya yetmezlik şeklinde kendini göstermektedir. Özellikle yetmezlik konusundaki tamir başarımız %95’in üzerindedir. Darlıklarda ise %70’ler seviyesindedir.
Neden Mitral Kapak Tamiri?
Çünkü daha iyi bir yaşam tarzı, kalp fonksiyonlarının daha iyi korunması, daha düşük inme ve enfeksiyon riski, mitral kapak değişimlerinde kullanılan kan sulandırıcı ilaçlara mitral kapak tamirlerinde aslında gerek yoktur. Evet mitral kapak tamiri altın bir standarttır. Fakat uygun görüldüğü taktirde Minimal İnvaziv cerrahi yöntem önerilir.
Peki Neden Minimal İnvaziv Cerrahi Önerilir?
Daha hızlı iyileşme, daha az ağrı, daha az kan transfüzyonu ve daha estetik bir cerrahi yöntemdir. Hastanın erkenden iyileşerek hayata dönmesi açısından minimal invaziv prosedürünün ciddi avantajları vardır.
Operasyon Kısaca Nasıldır?
Sağ meme altından yaklaşık 5 santimlik bir kesi ile bu işlem başlatılmaktadır. Göğüs kemiği kesilmediği için Göğüs kemiği kesilen hastalara göre iyileşme süresi kısalmaktadır. Göğüs kemiği kesilerek yapılan kalp kapağı tamiri operasyonları sonrası hasta 1,5-2 ay sonra iyileşirken meme altından kesi ile başlatılan kalp kapağı tamirlerinde bu süre 15 güne kadar inmektedir.
Hastanın göğüs kafesi açılmadığı için daha hızlı iyileşme gösterecektir.
Daha az kan transfüzyonu ve hafif bir operasyon olmasından dolayı kalp fonksiyonları daha iyi korunur.
Sağ meme altından 5 cm bir kesi ile operasyon gerçekleşeceği için daha az kan transfüzyonu veya kan kaybı olacaktır.
Hastanın göğüs kafesi açılmayarak sağ meme altından 5 cm bir kesi ile operasyon gerçekleşeceğinden ameliyat sonrası sadece 5cm yara izi gözükcektir.
* Çok damar hastalığı ile birlikte replasman veya tamir gerektiren kalp kapağı hastalıkları varlığında,
* Çok damar hastalığı ile birlikte Çıkan Aorta kalsifikasyonu (porselen aorta) veya Çıkan Aorta anevrizması
* Periferik arter kanülasyon yerlerinde damar sertliği, kalsifikasyon, plak, darlık veya tıkanıklık olması (Periferik Arter Hastalığı varlığında)
* Venöz kanülasyon yerlerinde, geçirilmiş yüksek seviyeli derin ven trombozu -DVT-
* Geniş abdominal aort anevrizması varlığında
* Daha önce akciğer ile ilgili zatürree, tüberküloz gibi sorunlar yaşamış ya da akciğer veya meme ameliyatı geçirmiş, radyoterapi görmüş ve bunların sonucunda akciğer zarı göğüs duvarına yapışmış kişilerde, küçük kesi ile yapılan ameliyatlarda, kaburgalar arasından kalbe ulaşmak daha zor olabilir.
Hastalarımıza ileri tanı tetkikleri yapıldıktan sonra, en sağlıklı cerrahi teknik seçimini, hasta ile cerrahın birlikte yapması en uygun davranıştır.
Hüseyin Çulha, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ümit Duman tarafından yapılan başarılı kalp ameliyatı sonrası hayata yeniden sağlıklı bir şekilde dönerek, doğum gününde taburcu oldu.
Minimal invaziv kalp cerrahisi, hastanın göğüs kemiği kesilmeden sol veya sağ 3. kaburga boşluğundan yapılan 3-4 cm’lik küçük kesilerle gerçekleştirilir. Koroner bypass ameliyatları, kalp kapağı onarımları ve değişimi, aort damarında balonlaşma ameliyatları ve kalp deliklerinin kapatılması gibi birçok işlem bu teknikle yapılabilmektedir. Ayrıca kalp tümörlerinin ve diğer ciddi kardiyovasküler hastalıkların tedavisinde de yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu cerrahi yaklaşım, ameliyat sonrası dönemde daha az ağrı, düşük enfeksiyon riski, daha kısa hastanede yatış süresi gibi çeşitli avantajlar sunar ve hastaların kısa sürede normal yaşamlarına dönmelerini sağlar. Ayrıca bu yöntem, psikolojik olarak daha rahat bir süreç geçiren hastalar için geleneksel cerrahiye göre oldukça fazla fark yaratmıştır.
Şuanda Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli bulunmaktayım. Eğer gerekli SGK koşullarını sağlıyorsanız ve sağlık durumunuz bu yönteme el veriyor ise ücretsiz bir şekilde ameliyat olabilirsiniz.
Minimal invaziv koroner bypass, kalp ameliyatlarının daha az travmatik bir şekilde gerçekleştirilmesinde kullanılan tekniklerden biridir. Genellikle göğüs kafesinin sol tarafından yapılan yaklaşık 3-4cm’lik daha küçük kesilerle ve özellikli birtakım endoskopik cerrahi aletlerle gerçekleştirilir ve iyileşme sürelerini ve cerrahi sonrası ağrıyı belirgin olarak azaltır. 3-4 ve hatta 5 damar bypass operasyonlarında kapalı yöntem kullanılabilir. Bu yöntem hastanın ameliyat sonrası konforunu önemli ölçüde arttırır ve hastanın hastanede kalış süresini kısaltır. Böylece açık ameliyatlardan sonra yaklaşık 3 ay olan çalışma hayatına dönüş süresi, kapalı ameliyatlar sonrası sadece 2 haftadır.
Klasik Bypass ameliyatları, göğüs kemiği kesilerek yapılmaktadır, Küçük Kesi ile yapılan Bypass ameliyatlarında ise, meme altı veya meme yanından göğüs kemiğine doğru açılan 6-8 cm’lik küçük bir kesi yardımıyla, kaburgalar arasından kalbe ulaşılıp, tek damar veya çok damar bypass ameliyatı gerçekleştirilir, iyileşme sürecinde ağrı, klasik ameliyatlara göre daha az olur.
Küçük Kesi ile yapılan Bypass ameliyatlarında, kesinin boyutu kısa olduğundan, özellikle kadınlarda meme altı yapılan işlemlerde, memenin doğal yapısı gereği kesiyi örteceğinden, hastalarımız ameliyat izinden rahatsız olmazlar, ameliyat sonrası oluşan psikolojik travmayı atlatmak daha kolaylaşır.
Klasik Bypass ameliyatlarında, ameliyat sonrası uzun bir süre sırtüstü yatma zorunluluğu, kolları kaldırıp indirirken veya yanlara açarken zorlanma, sert öksürmelerde göğüse yastık koyma gibi durumların hiçbiri küçük kesi ile yapılan bypass ameliyatları sonrası yaşanmaz. Hastalarımız, hareket özgürlüğüne ameliyat sonrası birkaç gün içinde kavuşur.
Küçük Kesi ile yapılan Bypass ameliyatları, klasik bypass ameliyatlarına göre biraz daha uzun sürebilir, yoğun bakımda kalma süresi daha kısadır. Hastanede kalış süresi de, hastanın ek hastalıklarına göre değişmekle birlikte, daha kısalır.
Tüm bu avantajlar göz önünde bulundurulduğunda, Minimal İnvaziv (Küçük Kesi) yapılan Bypass ameliyatları, hastalar için oldukça tercih edilen bir yöntem haline gelmiştir.
Teorik olarak Klasik yöntem ile yapılan bypass ameliyatlarının tümü Küçük Kesi ile de yapılabilir.
Hastanın göğüs kafesi açılmayarak sağ meme altından 5 cm bir kesi ile operasyon gerçekleşeceğinden ameliyat sonrası sadece 5cm yara izi gözükcektir.
Hastanın göğüs kafesi açılmadığı için daha hızlı iyileşme gösterecektir.
Daha az kan transfüzyonu ve hafif bir operasyon olmasından dolayı kalp fonksiyonları daha iyi korunur.
Sağ meme altından 5 cm bir kesi ile operasyon gerçekleşeceği için daha az kan transfüzyonu veya kan kaybı olacaktır.
Bize hızlı bir şekilde ulaşabilmek için aşağıdaki iletişim bilgilerine göz atın.
Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Oba, Fidanlık Cd., 07400 Alanya/Antalya
(0242) 513 48 41 +905325737211
iletisim@umitdumandr.com
Küçük kesi ile yapılan ameliyatlarda, klasik ameliyatlarda uygulanan aynı anastomoz tekniği kullanılmaktadır, aslında tek farklılık giriş yeridir (kesi yeridir).
Cerrahlar açısından daha zor ve öğrenim süresi gerektiren bir yöntemdir. Ancak cerrahın klasik ameliyatlardaki tecrübesi, tekniğin zorluğunu azaltabilir ve öğrenim süresini kısaltabilir. Bu anlamda tecrübeli ekiplerle ve donanımlı merkezlerde yapıldığı takdirde güvenli bir yöntemdir.
Belli bir yaş sınırı olmamakla birlikte ileri yaşlarda eşlik eden hastalıkların getirdiği ilave risk faktörlerinin olup olmadığına bakılmaktadır. İleri yaşın getirdiği sorunlar, komplikasyon gelişme olasılığını artırabilir.
Klasik cerrahide var olan standart riskler, küçük kesi ile yapılan bypass ameliyatları için de geçerlidir. Ek hastalığı olmayan hastalar için, bu teknik ilave risk içermez.
Bu web sitesi sağlık hizmeti vermemektedir, insanları bilgilendirmek ve sitemiz hakkında bilgi vermek amacı ile hizmet etmektedir. İnternet sitesinde yer alan bilgiler hastalıkların tanı veya tedavisinde kullanılmak üzere verilmez. Site içerisinde yer alan bilgilerin tanı ve tedavi amacıyla kullanımından doğacak sorumluluk siteyi ziyaret eden kişiye aittir.